Suchergebnisse
28 Ergebnisse gefunden für „“
Blogbeiträge (5)
- Nükleer Reaktör ve Çernobil
Nükleer Reaktör Nedir ve Nasıl Çalışır? Nükleer enerji, modern dünyamızda enerjinin güçlü bir kaynağı olarak kabul edilir. Nükleer reaktör, bu enerjiyi üretmek için kullanılan cihazdır. Temel olarak, nükleer reaktörde çekirdek bölünmesi (fisyon) reaksiyonu gerçekleştirilir ve bu sayede muazzam miktarda ısı açığa çıkar. Bu ısı daha sonra buhar elde etmek için kullanılır ve bu buhar türbinleri döndürerek elektrik üretir. Bir nükleer reaktörün çalışma prensibi, uranyum ya da plütonyum gibi radyoaktif yakıt çubuklarını kullanarak atom çekirdeklerinin bölünmesine dayanır. Bu bölünme sonucunda çıkan nötronlar zincirleme reaksiyona neden olur ve daha fazla çekirdeği parçalar. Bu reaksiyon kontrollü bir şekilde sürdürülür ve açığa çıkan enerji, reaktörün ısı yüretme sistemi ile soretme sistemi ile so\u011utulup enerjiye dönüştürülür. Bu işlem, kontrollü bir ortamda yapıldığında büyük enerji sağlayan temiz bir yöntemdir. Ancak kontrol mekanizmasında aksaklıklar meydana geldiğinde çok ciddi kazalara yol açabilir. Bu tür kazaların en bilinen örneği ise şüphesiz Çernobil faciasıdır. Çernobil Faciası: Ne Oldu ve Sonuçları Ne Oldu? 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna'da bulunan Çernobil Nükleer Santrali'nde gerçekleşen bu kaza, tarihin en büyük nükleer felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Facia, 4 numaralı reaktörde gerçekleşen bir güvenlik testi sırasında bağlı kontrol sistemlerinin ve reaktör tasarımının yetersizliklerinden kaynaklanan zincirleme bir reaksiyon sonucu meydana geldi. Reaktörde çok büyük bir patlama yaşandı ve patlama sonrasında atmosfere yayılan radyoaktif maddeler çevreye büyük zarar verdi. Patlama sonucunda yaklaşık 30 km çapındaki bir alan, radyasyon nedeniyle tahliye edilmek zorunda kaldı. Ancak zararlı etkileri bu bölgeyle sınırlı kalmadı; radyoaktif serpinti Avrupa'nın çeşitli ülkelerine kadar ulaştı. Binlerce insan anında etkilenirken, uzun vadeli etkilerinin ise kanser vakaları, çevresel bozulma ve insan sağlığı üzerinde yıllarca sürecek tahribat olduğu görüldü. Çernobil faciası, nükleer enerjiye dair endişeleri çok ciddi oranda arttırdı. Pek çok ülke bu kazadan sonra nükleer santral planlarını askıya aldı veya var olan santrallerini kapatma karaları aldı. Çernobil, nükleer enerjinin ne kadar büyük bir güç olduğunu ama aynı zamanda kontrol edilemez olduğunda nasıl büyük bir felakete dönüşebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Nükleer Enerji Sektörünün Geleceği Çernobil ve daha sonra 2011'de Japonya'da meydana gelen Fukuşima kazası, nükleer enerjinin geleceğine dair çok ciddi sorular ortaya koydu. Ancak bu sorulara rağmen, nükleer enerjinin potansiyeli ve karbon emisyonlarını azaltmaya katkısı göz ardı edilemeyecek kadar önemli bulunuyor. Günümüzde, nükleer enerji sektörü yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye devam ediyor. Örneğin, daha güvenli ve daha verimli çalışan "dördüncü nesil nükleer reaktörler" üzerinde çalışılıyor. Bu reaktörlerin geleneksel tiplere göre daha az atık ürettiği ve çok daha güvenli olduğu söyleniyor. Ayrıca, radyoaktif atık problemini ortadan kaldırmak veya minimize etmek için çeşitli dönüşüm teknolojileri geliştiriliyor. Ülkeler, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte nükleer enerjiyi de enerji karmalarına dahil ederek düşük karbonlu bir geleceğe katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Nükleer enerjinin kesintisiz enerji sağlama potansiyeli, özellikle enerji ihtiyacının çok olduğu ülkelerde dikkat çekiyor. Ancak güvenlik, halk desteği ve atık yönetimi gibi zorluklar hala çözülmeyi bekleyen temel konular olarak karşımızda duruyor. Nükleer enerjinin geleceği, toplumların bu enerji kaynağını nasıl gördüğü, gelişmiş teknoloji ile güvenliğin ne kadar sağlanabileceği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi ile doğrudan ilişkili olacak. Teknolojinin ilerlemesiyle, nükleer enerjinin daha temiz, güvenli ve çevre dostu hale getirilmesi mümkün olabilir. Kaynakça World Nuclear Association, "How Nuclear Reactors Work", https://world-nuclear.org/information-library/current-and-future-generation/how-nuclear-reactors-work.aspx International Atomic Energy Agency (IAEA), "Chernobyl Accident 1986", https://www.iaea.org/topics/chernobyl United Nations Scientific Committee on the Effects of Atomic Radiation (UNSCEAR), "Sources, Effects and Risks of Ionizing Radiation", https://www.unscear.org U.S. Nuclear Regulatory Commission (NRC), "Backgrounder on Chernobyl Nuclear Power Plant Accident", https://www.nrc.gov/reading-rm/doc-collections/fact-sheets/chernobyl-bg.html BBC News, "Chernobyl: The Enduring Impact of a Nuclear Catastrophe", https://www.bbc.com/news/world-europe-51095705 The Guardian, "Fukushima and the Future of Nuclear Energy", https://www.theguardian.com/environment/2011/mar/15/fukushima-future-nuclear-energy MIT Technology Review, "The Future of Nuclear Energy: Safer and Cleaner Reactors", https://www.technologyreview.com/2020/09/15/the-future-of-nuclear-energy-safer-reactors/ Nükleer enerji, hem büyük fırsatlar sunan hem de ciddiye alınması gereken riskleri olan karmaşık bir enerji kaynağı. Çernobil faciası, kontrolsüz bir nükleer enerjinin ne kadar yıkıcı olabileceğini gösterirken, yeni gelişen teknolojiler nükleer enerjinin geleceğini daha parlak hale getirme potansiyeline sahip. Bilim ve teknolojinin gelişimi, önümüzdeki yıllarda bu enerji kaynağını daha güvenli ve etkili bir hale getirebilir.
- Mikrocontroller: Das Herz moderner elektronischer Systeme
Mikrocontroller sind wichtige Komponenten, die in vielen Bereichen der heutigen Technologie eingesetzt werden. Sie sind das Herzstück vieler elektronischer Geräte und werden häufig in Automatisierungs-, Datenverarbeitungs- und Steuerungssystemen eingesetzt. Mikrocontroller verfügen im Allgemeinen über die Grundlagen eines Computersystems, sind jedoch viel kleiner und spezialisierter. Was ist ein Mikrocontroller? Ein Mikrocontroller ist eine elektronische Komponente, die in Form eines integrierten Schaltkreises (IC) hergestellt wird und die Grundfunktionen eines Computers ausführen kann. Es enthält die Zentraleinheit (CPU), den Speicher (RAM, ROM) und verschiedene Ein-/Ausgabeeinheiten (I/O). Mikrocontroller sind in der Regel für die Ausführung einer bestimmten Aufgabe programmiert und werden daher für Vorgänge wie die Verarbeitung von Informationen von Sensoren, die Motorsteuerung oder einfache Datenanalyse verwendet. Struktur von Mikrocontrollern Ein Mikrocontroller besteht im Wesentlichen aus diesen Komponenten : CPU (Central Processing Unit): Es ist das Gehirn des Mikrocontrollers. Es ist die Komponente, die Vorgänge ausführt und Daten verarbeitet. Sie verfügen in der Regel über 8-Bit-, 16-Bit- oder 32-Bit-Prozessoren. S peicher: Es gibt zwei Haupttypen von Speicher: RAM (Random Access Memory): Hier werden temporäre Daten gespeichert. Dieser Speicher wird zurückgesetzt, wenn der Mikrocontroller ausgeschaltet wird. ROM (Nur-Lese-Speicher): Hier werden Programme und feste Daten gespeichert. Dieser Speicher wird während der Programmierung in den Mikrocontroller geladen und beim Ausschalten gehen keine Daten verloren Eingabe-/Ausgabeeinheiten (I/O): Ermöglicht die Kommunikation mit externen Geräten, die an den Mikrocontroller angeschlossen sind. Zu diesen Geräten können Sensoren, Motoren, Anzeigen und Schalter gehören. Timer und Zähler: Wird für Funktionen wie Verzögerung, Zeitmessung und Zählen von Ereignissen verwendet. ADC (Analog-Digital-Wandler): Dies ist die Komponente, die analoge Signale in digitale Daten umwandelt. Dies ist insbesondere für die Verarbeitung analoger Daten von Sensoren erforderlich. Kommunikationseinheiten: Sie kommunizieren mit anderen Geräten über Protokolle wie UART, SPI, I2C. Geschichte der Mikrocontroller Die Geschichte der Mikrocontroller verläuft parallel zur Entwicklung der Mikroprozessoren. In den 1970er Jahren stellten Unternehmen wie Texas Instruments und Intel die ersten Mikrocontroller vor. Die 1976 von Intel herausgebrachten Mikrocontroller Intel 8048 und 8051 sind Produkte, die auch heute noch weit verbreitet sind und die Basis vieler moderner Mikrocontroller bilden. Mikrocontroller werden seit den 1980er Jahren in vielen Bereichen wie der Automobilindustrie, dem Gesundheitswesen und der industriellen Automatisierung rasch eingesetzt. Einsatzgebiete von Mikrocontrollern Mikrocontroller haben ein breites Anwendungsspektrum, da sie auf die Ausführung einer bestimmten Aufgabe spezialisiert sind: Automobil: Mikrocontroller werden in Motorsteuergeräten (ECU), Airbagsystemen, ABS-Bremssystemen und Beleuchtungssystemen von Fahrzeugen eingesetzt. Unterhaltungselektronik: In Smartphones, Fernsehern, Waschmaschinen, Mikrowellenherden und ähnlichen Geräten sind Mikrocontroller für die Steuerung und Verwaltung der Systeme verantwortlich. Industrielle Automatisierung: Mikrocontroller werden in Maschinen zur Automatisierung von Produktionsprozessen, Roboterarmen und Datenerfassungssystemen in Fabriken eingesetzt. Medizin und Gesundheitstechnik: Medizinische Geräte, Patientenüberwachungssysteme und tragbare Gesundheitsgeräte arbeiten mit Mikrocontrollern. Auch Herzschrittmacher und Insulinpumpen sind Geräte, bei denen Mikrocontroller eine entscheidende Rolle spielen. IoT (Internet of Things): Mikrocontroller bilden die Grundbausteine von IoT-Geräten. Diese Geräte können Daten aus ihrer Umgebung sammeln, an ein zentrales System übertragen und ihren Benutzern Echtzeitinformationen bereitstellen. Beliebte Mikrocontroller-Serie Es gibt viele verschiedene Serien von Mikrocontrollern auf dem Markt. Jedes verfügt über unterschiedliche Funktionen und adressiert spezifische Anwendungsbereiche: Arduino: Es ist eine beliebte Plattform, die häufig in Hobbyprojekten verwendet wird. Es gibt viele verschiedene Arduino-Modelle, und diese Modelle verwenden unterschiedliche Mikrocontroller-Chips. Es zeichnet sich durch einfache Programmierbarkeit und breite Community-Unterstützung aus. STM32: Die von STMicroelectronics hergestellten Mikrocontroller der STM32-Serie basieren auf dem ARM Cortex-M-Kern. Es ist ideal für Hochleistungsanwendungen und wird häufig in Automobil-, Gesundheits- und Industrieanwendungen eingesetzt. PIC: Die von Microchip Technology hergestellte PIC-Serie wird weithin bevorzugt, insbesondere in eingebetteten Systemen. Es wird in kostengünstigen Projekten und Anwendungen eingesetzt, die umfangreiche Peripherieunterstützung erfordern. AVR: AVR-Mikrocontroller von Atmel (heute Microchip) sind für ihr energieeffizientes Design bekannt und werden auch häufig in der Arduino-Plattform verwendet. Mikrocontroller-Programmierung Die Programmierung von Mikrocontrollern erfolgt üblicherweise in C oder Assembler. Heutzutage haben hochwertige Programmiertools und Entwicklungsplattformen wie die Arduino IDE es jedoch auch weniger versierten Benutzern erleichtert, Mikrocontroller zu programmieren. Der Mikrocontroller-Programmierungsprozess umfasst die folgenden Schritte: Code-Schreiben: Programmcode entsprechend den Anwendungsanforderungen schreiben. In diesem Schritt werden die Ein-/Ausgabepins, Timer und andere Peripherieeinheiten des Mikrocontrollers eingestellt. Kompilierung: Übersetzen des geschriebenen Codes in Maschinensprache, die der Mikrocontroller verstehen kann. Dieser Vorgang wird mit Hilfe eines Compilers durchgeführt. Programmladen: Hochladen des kompilierten Codes auf den Mikrocontroller. Dieser Vorgang wird normalerweise mit einem Programmiertool (z. B. ST-LINK, USBASP) durchgeführt. Testen und Debuggen: Testen der Funktion des Mikrocontrollers und Beheben von Fehlern. Die meisten Mikrocontroller können im Debug-Modus betrieben und debuggt werden. Die Zukunft der Mikrocontroller Mikrocontroller spielen eine entscheidende Rolle in den schnell wachsenden Bereichen IoT (Internet der Dinge), Automatisierung und künstliche Intelligenz. Kleinere, leistungsfähigere und energieeffizientere Mikrocontroller werden in Zukunft die Steuerung weitaus komplexerer Systeme übernehmen. Die Entwicklung von Bereichen wie Smart Cities, fahrerlosen Fahrzeugen und tragbaren Gesundheitstechnologien wird den Einsatzbereich von Mikrocontrollern weiter erweitern.
- CPU (Central Process Unit) Was ist ein Prozessor und was macht er?
Sie wird als Zentraleinheit bezeichnet. Man kann es sich auch als das Gehirn des Computers vorstellen. Die CPU ist die Grundkomponente, die die Rechenleistung des Computers bereitstellt und die Ausführung von Programmen ermöglicht. Die CPU besteht aus Mikrochips, die verschiedene Grundfunktionen ausführen. Dazu gehören die Steuereinheit, die Arithmetik-Logik-Einheit (ALU), Register und der Cache. Zu den Hauptaufgaben der CPU gehören: Befehle ausführen: Empfängt in Computerprogrammen enthaltene Befehle und verarbeitet sie. Diese Anweisungen können zu manipulierende Daten enthalten, mathematische Operationen ausführen oder Daten im Speicher manipulieren. Datenverarbeitung: Die CPU erzeugt die gewünschten Ergebnisse, indem sie die empfangenen Daten verarbeitet. Zu diesen Operationen gehören mathematische Berechnungen, logische Entscheidungen, Datenkopieren, Speicherzugriff usw. es könnte sein. Steuerung: Die CPU synchronisiert alle Computerkomponenten. Es empfängt Befehle nacheinander, führt sie aus und leitet die Ergebnisse entsprechend weiter. Das Funktionsprinzip der CPU ist recht komplex, läuft im Wesentlichen jedoch auf die folgenden Schritte ab: 1.Empfangen von Anweisungen: Die CPU empfängt Anweisungen aus dem Arbeitsspeicher (RAM) des Computers. Diese Befehle sind die Codes von Programmen, die vom Betriebssystem ausgeführt werden. 2.Befehlsverarbeitung: Die CPU interpretiert und verarbeitet die Befehle, die sie von der Steuereinheit und der Arithmetik-Logik-Einheit (ALU) empfängt, um sie auszuführen. Die ALU führt mathematische Operationen durch und trifft logische Entscheidungen. Speicherzugriff: Die CPU ruft erforderliche Daten und Anweisungen aus Speichereinheiten wie RAM oder Cache ab. Cache ist ein schnellerer Speichertyp, in dem häufig verwendete Daten gespeichert werden. 3.Registerverwendung: Die CPU verwendet kleine Speichereinheiten, sogenannte Register, um temporäre Daten zu speichern. Register sind Einheiten, auf die die CPU schnell zugreifen kann, die jedoch eine begrenzte Anzahl von Daten speichern können. Ausführung und Ausgabe: Die CPU führt die empfangenen Befehle aus und sendet die Ergebnisse an verschiedene Ausgabeeinheiten (z. B. Anzeige, Audioausgabe, Speichereinheiten). 4.Diese Grundprinzipien ermöglichen es der CPU, über kompliziert programmierte Schaltkreise zu arbeiten. Die CPU ist eine der wichtigsten Komponenten moderner Computer und die Leistung des Computers wird maßgeblich von der Geschwindigkeit und Effizienz der CPU bestimmt.
Andere Seiten (19)
- Bilim Ocağı | Bilim İletişimi
"Wissenschaft ist keine Enttäuschung, sie ist eine magische Entdeckung.“ Jeder hat das Recht zu lernen! NACHRICHT Forum Bilim Ocağı'ndaki temel ilkelerimiz Kaynaklara ve çalışmalara kolay erişim imkanına erişin. İnovasyonlara ve yeni fikirlere açık topluluğumuza katılın. ÜYELİK FORMU Kendinizi bir çok farklı alanda geliştirmek için sitemizde bulunan eşsiz bloglar ve kaynaklardan yararlanın. Araştırmacı bir karakterle analitik becerilerinizi geliştirin. Alanında sürekli gelişmeye açık yönetici ve moderatörlerden oluşan bir ekibimize katılın! Birinci sınıf dökümantasyon repertuarımızı geliştirin ve bilim iletişimini güçlendirin. Herkes için bilim iletişimini güçlendiriyoruz. BİRLİKTE GÜÇLENELİM! Gelin beraber eşsiz ve devasa bir kütüphane ouşturulalım! Siz de Yazın! Bilim Ocağı liebhaber, treffen Sie Menschen aus der Geschichte! Informieren Sie sich über Menschen, die in der Welt der Wissenschaft einen ganz besonderen Platz einnehmen, von Leonhard Euler bis Ernst Mayer, haben Sie Spaß und lernen Sie! ZEITSCHRIFT Ontwerponderzoek delen U kunt uw eigen ontworpen projecten delen, andere getalenteerde mensen zoals jij waar u toegang heeft tot bronnen, U hebt toegang tot speciale documenten en ontwikkelaarsdocumenten en meer inclusief Welkom op ons documentatieplatform. Name Email Nachname Abonnieren Ich akzeptiere die allgemeinen Geschäftsbedingungen. Teilen Sie uns Ihre Meinung mit! Name E-Mail Thema Ihre Nachricht Schicken Vielen Dank für Ihre Beiträge! Subscribe Küçük bir ekip! Mehmet Ali BAYRAK Bilim Ocağı & Antimo nn Gründer Maschinenbauingenieur Yavuz Selim Gözüm Bilim Ocağı & Antimo nn Gründer Maschinenbauingenieur Wenn Sie uns erreichen möchten, sind unsere Adressen: Technische Universität Yıldız / Beşiktaş-Davutpaşa / İstanbul
- Tierform | Bilim Ocağı
Tierform, eklemeli imalat endüstrisinde yenilikçi AR-GE ve proje çalışmaları yürüten bir mühendis topluluğu olmanın yanı sıra minimal çapta talebe özel parça üretimi hizmeti sağlayan bir markadır. Bu sayfada çalıştığımız bazı projeler ve çalışmalar yer almaktadır. Detaylar için tierform.com adresini ziyaret edin. Projeler Tierform'da farklı düzeyde ve disilpilinlerde birbirlerinden farklı projeler üzerine çalışıyoruz. İlişkili olduğumuzu ya da direkt bizim opere ettiğimiz projelere göz atmak isterseniz aşağıdaki panelde her bir projeyi direkt detaylarıyla ve üzerine çalışanları tanıttığımız bir bölüm mevcuttur. Tierform'a hoşgeldiniz. TÜBİTAK TEKNOFEST Tierform Projeleri TÜBİTAK Projeleri Katmanlı imalat yöntemlerinden en önemli ve endüstriyel anlamda en ileri teknoloji yöntemlerden birisi olan SLM (Selective Laser Melting) yönteminde imal parçasının üretimi aşamasında oluşturulan destek sistemlerinin tasarım optimizasyonu üzerine başladığımız bu TÜBİTAK projesine Yıldız Teknik Üniversitesi çatısı altında proje sahibi sayın hocamız Arş. Gör. Furkan Yapan öncülüğünde çalışmaya ve araştırmalarımıza başladık. Projede yer alan Mehmet Ali Bayrak , Yavuz Selim Gözüm ve Onur Tosun materyal sarfiyatı, üretim süresi ve imal parçasının minimal yüzey hatalarında üretilebilmesi gibi konularla direkt alakalı olan bu parametreleri geliştirmek için emek sarfeden mühendislik öğrencileriyiz. SLM hakkında detaylı bilgi alın. Tübitak Derin Mavi Su Altı Sistemleri Derin Mavi Su Altı Sistemleri, Teknofest 2024'te ilk defa yarışmaya katılıp finale kalmasının yanı sıra 7. olma başarısını elde etmiş 17 kişilik ağırlıklı olarak YTU ve ITU mühendislik öğrencilerinden oluşan bir araç üretme ve geliştirme takımıdır. Bendeniz Mehmet Ali Bayrak bu takımın mekanik birimi üyesiyim ve ilerleyen aşamalarda bu ekibin çok daha büyük düzeyde başarılar elde edeceğinden en ufak şüphemiz yok. Bu ekipte yer alan öğrenci arkadaşlarım meslek hayatlarında hem ülkemizde hem de küresel çapta kendi alanlarında seçkin birer mühendis olmaya adaydırlar. -Fatih Selman Aygün -Taha Vedat Özgen -Mertcan Çömlek - Eray Erdokur -Tarık Soylu -Muhammet Enes Günaydın -Mehmet Ali Duran -Ali Tarık Kayalı -Yusuf Safa Köksal -Ömer Malik Sönmez -Ahmet Hakan Gül -Berkay Bürke -Ömer Tarık Ecik -A. Tarık Eryılmaz -Mehmet Ali Bayrak Derin Mavi Tierform Engineering 2023'te Antimonn adı ile kurulup sonrasında adı Tierform'a dönüşen bu marka adı altında bir çok farklı alanda ve düzeyde proje tasarlamayı ve üretip endüstriyel anlamda ticaretini yapmayı planlıyoruz. AR-GE, inovasyon ve yüksek kaliteli üretimin merkezlerinden birisi olmaya çalışıyoruz. İtici Tertibatı Derin Mavi Su Altı Aracı için tasarladığımız elektrik motorlu itici. Tierform Tierform
Forenbeiträge (4)
- Elektrokültür ile TarımIn Gündelik Hayattan Sorunlar ·21 Aralık 2023Merhaba değerli bilimseverler üzerinde çalıştığım düşündüğüm bir konu var. Elektrokültür ile tarım! belki de ilk defa duydunuz bilmiyorum ancak elektrokültür için ilk çalışmalar 1800lü yıllara dayanıyor ancak nedense bir türlü tarımda populerleşemiyor. Çalışma prensibi ise oldukça basit. İçinde bulunduğumuz sinyal,frekans,iyon denizini basit iletken antenlerle toprağa aktarıp bitkinin gelişme hızının arttırılmasını tetiklemek. Biraz daha araştırınca görüyoruz ki dünyanın manyetik alanından faydalanarak da çalışıyor. Kuzey güney doğrultusunda konumlandırılan iletkenler üzerlerinden akım geçirerek iletken üzerinde akım geçmesine sebep oluyor bu da elektrik alan oluşmasına sebep oluyor. Elektrik alan ise bitkinin daha rahat su,iyon ve besin gibi yararlı parçacıkların taşınmasını kolaylaştırıyor. Bu ekim sisteminin faydaları ise kısaca şöyle: Bitkinin daha az su ve gübreye ihtiyaç duyasını sağlamak. Bitkinin zararlılara karşı kendini korumasını sağlamak Büyüme süresini kısaltmak, meyve büyüklüğünü arttırmak. Değerli okuyucular şimdi size kısaca bahsettiğim elektrokültür ile tarım yapma konusunda sizlerin desteğine ihtiyacım var! Hangi malzemeyi kullanmalıyım toprak altına iletken yerleştırmek mi yoksa anten yapmak mı bana yardımcı olursanız sevinirim:)2121
- Popüler Kültürün İnsanlıktan ÇaldıklarıIn Gündelik Hayattan Sorunlar ·24 Şubat 2024Merhabalar, Lafım onlaradır nedensizce insanlığı kışkırtıp daha ileriye gitmeye daha kolay yaşam adı altında hayatımızı daha da karmaşıklaştıran insanlıktan, vefadan, sevgiden mahrum bırakan insanlaradır. Şuan hepimiz geleceğimiz için çabalıyoruz nedensizce bir yarışın içinde koşturup sonunda elimizde kalanlarla işte başardık artık rahatça emekli hayatımı sürebilirim diyoruz pekala bu çok güzel bir şey ama NEDEN? Aslında hiç köyümüzden çıkmamalıydık demek DOĞRU mu ? Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz çünkü şuanda bu konuşmayı yapanlarımıza ya kültürsüz yada üşengeç damgası vurup yaftalıyoruz. Halihazırda olan durumumuz bizi artık geri dönmemize izin veremez ve geri dönüşü olmayacak. Tüm bu sebepler varken dahi insanlık hala umudunu kaybetmemiş durumda, kaybedemez de oyun kurucu olanlara rağmen insanlığın yaşamak zorunda olduğunu biliyor. Teknoloji gelişimi insanlık çıkarına mı ? Hayatımızı kolaylaştırmak adı altında erişilebilirlik adı altında pazarlanan lakin popülasyondaki etkisi ''win to lose'' olan ürünlere ne demeli ? Teknoloji benim izlenimime göre biz tüketicilere değil üreticilere yarar olsun diye yapılmış bir sektördür hepimiz o eski muhabbetleri o eski ilişkilerimizi arıyoruz işte bu neden teknolojinin bizden çaldıklarının sebebidir. 20'li yaşlarındaki gençlere hadi daha ileriye üretilmeyeni bulmaya demek bilmediği merak etmediği dallarda kafa yormasını temenni etmek biz tüketiciler için değil üreticiler için oluşturulmuş bir slogandan başka bir şey değildir. 8 BAYT'LIK SİSTEMLERİN MİLYARLARLA OLAN SAVAŞI !!!108
- Hızlı Radyo Patlamaları (FRB)In Bilim'in Cevapsız Soruları·5 Şubat 2024Hızlı Radyo Patlamaları (FRB'ler), uzayda nadir olarak gözlemlenen ancak oldukça güçlü radyo sinyalleridir. Bu sinyaller, belirli bir süre içinde geleneksel radyo astronomisiyle algılanabilecek çok yoğun bir enerji yayılarak ortaya çıkar. İlk olarak 2007 yılında keşfedilmişlerdir ve o zamandan beri araştırmacılar arasında büyük ilgi uyandırmıştır. FRB'lerin kaynağı ve doğası hala tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak, muhtemelen uzayda oldukça yoğun ve güçlü manyetik alanlara sahip nesnelerin (örneğin nötron yıldızları veya kara delikler) etkileşimlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu olaylar, muazzam miktarda enerjinin aniden serbest bırakılmasına neden olabilir ve bu da kısa süreli ancak şiddetli radyo dalgaları olarak algılanabilir. FRB'lerin anlaşılmasını zorlaştıran bir faktör, nadir olmaları ve aniden ortaya çıkmalarıdır. Bu nedenle, bir FRB'nin tekrarlanabilir olup olmadığını belirlemek ve kaynağını kesin olarak tanımlamak zor olabilir. Ancak, son yıllarda tekrarlayan FRB'ler keşfedilmiştir, bu da bu gizemli olayların bir kısmının kaynağını daha yakından inceleme fırsatı sağlamıştır. FRB'lerin araştırılması, evrenin en yoğun ve enerjik fenomenlerinden birini anlamamıza yardımcı olabilir. Bu tür sinyallerin kaynağının belirlenmesi, kara deliklerin, nötron yıldızlarının ve diğer egzotik kozmik nesnelerin özelliklerini anlamamıza ve evrenin evrimi hakkında daha derin bir anlayış geliştirmemize yardımcı olabilir.101